Prof. Dr. Yılmazçelik NEVÜ’de “Atatürk ve Türk Gençliği” Üzerine Konuştu

15 Kasım 2019 2997
Prof. Dr. Yılmazçelik NEVÜ’de “Atatürk ve Türk Gençliği” Üzerine Konuştu

Fırat Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ)’de “Atatürk ve Türk Gençliği” konulu konferans verdi.

NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde NEVÜ Tarih ve Kültür Topluluğu tarafından düzenlenen ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından desteklenen konferansa; Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Tekin Tuncer ve Dr. Öğr. Üyesi Suzan Akkuş Mutlu, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Karataş, Tarih ve Kültür Topluluğu Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Saraç, Nevşehir Ülkü Ocakları Başkanı Ali Türker, Türk Eğitim-Sen Üniversite Temsilcisi Abdullah Çamcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan konferansın açılış konuşmasını NEVÜ Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Tekin Tuncer yaptı. Tuncer, “Atatürk ve Türk Gençliği konulu konferansımızda siz değerli katılımcıları aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz.  Bizleri kırmayarak bugün aramızda olan değerli hocamız Sayın Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik’e şahsım ve sizler adına bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, Türkiye Cumhuriyeti ve Milli Mücadele dönemini anlayabilmek için özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemini iyi bilmek gerektiğini söyledi. Yılmazçelik, “Özellikle son dönemlerde yeniden gündeme gelmesi açısından Atatürk ve Atatürk’ün çeşitli alanlardaki fikirleri önem kazandı. Belli bir dönem bu konular hem olumlu manada, hem olumsuz manada tartışma konusu oldu. Şunu açık yüreklilikle ifade edebilirim ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihini ve Milli Mücadele dönemini anlayabilmek için, Osmanlı tarihini çok iyi bilmek gerekiyor. Özellikle Osmanlı’nın son dönemini anlamadan, Cumhuriyet dönemini değerlendirmek ve milli mücadelenin nasıl ve hangi şartlar altında kazanıldığı bilmek mümkün değildir” dedi.

Yılmazçelik devamında, “Bugün maalesef Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk’e en büyük zararı veren iki kesim var. Bunlardan bir tanesi “Biz Mustafa Kemal’i çok seviyoruz” diyenler diğeri de “Biz nefret ediyoruz” diyenler. Nefret edenleri bir şekilde anlıyoruz. Ama çok sevdiğini iddia edenler nasıl zarar veriyor? Maalesef Türkiye özellikle bunu 1980’li yıllardan itibaren yaşamaya başladı. Türkiye’nin milli geleneklerine ve örfüne, Türk Milleti’ni tanımayan insanların sahte Atatürkçülük maskesi altında ortaya çıkmalarıyla Atatürk konusunda Türk halkı sıkıntıya sokuldu.  Sözde Atatürk’ü savunanlar ne yazık ki, eylem ve söylemleri ile toplumun kafasında ‘Hangi Atatürkçü’ sorusunu yarattılar. Bunu İslam dini noktasında da aynı şekilde ortaya çıkardılar.

Peygamber efendimiz bile hatalarından Cenab-ı Allah’a sığındığına göre Mustafa Kemal de elbette ki bir fanidir, hataları ve yanlışları olmuştur. Ama sevap ve günah noktasında tarttığınız zaman, onun Türk Milleti’ne bıraktığı, tarihi süreç içerisinde yaptığı, Türk Milleti’ni uçurum kenarından alıp kurtarma hadisesi bir nevi Türk Milleti’nin Orta Asya’daki Ergenekon’dan çıkış süreci. Yani İstiklal Harbi’nin bundan bir farkı yoktur” diye konuştu.

Atatürk’ün Türk milletine ve gençliğine verdiği öneme de değinen Yılmazçelik, “Atatürk gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak TBMM’nde yaptığı konuşmasında gerekse birçok yerde defalarca Türk Devleti’ne, Türk milletine ve Türk gençliğine vurgu yapmıştır. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyucusu, Cumhuriyetinin geliştirecek ve ileriye götürecek olan Türk gençliği şeklinde devamlı olarak gündeme getirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, milletine ve milletinin gençlerine güvenmiş, kendisi her daim halkla iç içe olmuştur. 

Son olarak şunu belirtmek isterim ki Mustafa Kemal, Türk Milleti’nin asırlar sonra yetiştirdiği ve ona yeniden hayatiyet veren büyük bir lider, devlet adamı ve bir askerdir. Yetişmiş olduğu dönemde de milletin içerisinde olduğu durumu görmüş, buna seyirci kalmayarak kendisine ihtiyaç duyulduğu anda milletini de arkasına alarak büyük işler başarmıştır. Atatürk’ün gerek İstiklal Harbi’nden başarıyla çıkması, gerekse İstiklal Harbi’nden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurarak başarılı olması onun Türk Milleti’ni iyi tanımasından ve milletinin de ona gereken desteği vermesinden kaynaklanmaktadır. Mustafa Kemal yapmış olduğu bütün işlerin temelini Türk tarihinde bulmuştur. Bu sebeple milletçe benimsenmiş ve yeni Türk devletine Türk milleti sahip çıkmıştır. Ancak bu devletin yaşaması için gerekli olan tedbirin, gençliğin eğitilmesi ve onlara gerekli bilincin verilmesi meselesi olduğunu bizzat Atatürk altını çizerek söylemiştir. Asıl üzerinde durulması gereken bence de budur. Gençliğin iyi yetişmesi için aile ve devlet üzerine düşeni yapmalıdır. Eğer bu yapılırsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kimse bileğini bükemez” diye konuşmasını tamamladı.

Konferans, Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik’in konuşmalarının ardından kendisine NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Tekin Tuncer’in teşekkür belgesi, Tarih Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Suzan Akkuş Mutlu’nun plaket takdimiyle son buldu.