Sosyoloji Bölümünden "Kuş İki Kanatla Uçar: Statünün Birbirini Tamamlayan Boyutları" Konulu Konferans

22 Mart 2018 3823
Sosyoloji Bölümünden "Kuş İki Kanatla Uçar: Statünün Birbirini Tamamlayan Boyutları" Konulu Konferans

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü tarafından 'Sosyoloji Buluşmaları' kapsamında 3.'sü gerçekleştirilen "Kuş İki Kanatla Uçar: Statünün Birbirini Tamamlayan Boyutları"  konulu konferans düzenlendi. Konferansa İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. F. Beylü Dikeçligil konuşmacı olarak katıldı.

Üniversitemiz Kültür ve Kongre Merkezi Gülşehir Salonunda gerçekleştirilen konferansa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ertan Özensel, Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasan Yavuzer, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansın açılış konuşmasını üniversitemiz Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasan Yavuzer yaptı.

Yavuzer, “Sosyoloji Bölümü olarak düzenlemiş olduğumuz böyle güzel bir etkinlikte sizlerle olmaktan onur duyduğumu belirterek, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sosyoloji Bölümü olarak başlattığımız gelenekle,  her ay bir sosyolog hocamızı üniversitemize getirmek suretiyle onların bilgi ve birikimlerini öğrencilerimizle paylaşmaya gayretimiz devam ediyor.  Prof. Dr. Ertan Özensel ile başladığımız ve Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Köksal Alver hocamızla devam eden konferanslar serimizin bugünkü konuğu alanımızda duayen olan saygıdeğer  hocamız Prof. Dr. F. Beylü Dikeçligil... Kendisini üniversitemizde ve aramızda ağırlamaktan ayrı bir onur ve mutluluk duymaktayız. Şimdiden kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

Yavuzer ayrıca, “Türk milleti olarak bugünlerde bir taraftan Çanakkale Zaferinin yıldönümü bir taraftan da Afrin’den gelen zaferin gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Çanakkale’de yaşadığımız milli duygularımız bu zaferlerle tekrar zirveye ulaşmaktadır“ diye ifade etti.  

Prof. Dr. F. Beylü Dikeçligil de; “Sosyal statü sosyolojinin temel kavramlarından biridir. Sosyolojiye giriş derslerinde okutulur ve daha sonra ne yazık ki unutulur. Hâlbuki bütün sosyal etkileşimin merkezindedir. Bireyin toplumdaki konumu olarak tanımlanmasına rağmen ben şöyle tanımlamanın daha doğru olduğunu düşünüyorum; bireyin toplumdaki konumunun toplum nazarındaki itibarıdır. Dolayısıyla sadece konum değildir çünkü saygınlık itibar dendiği zaman kişinin benlik algısı ve iç dünyası işin içine girer. Ancak pozitivizm bunu yatay boyutta inceler. İnsanı sadece dışsal faktörlere göre ilerlemeye çalışan, her türlü durumda kendi karını düşünen varlık olarak tasavvur eder. Modernizm rasyonel insan üzerine kuruludur. Bu ekonomi bilime homo-economicus olarak geçer. Yaygın olan tutum budur, her durumda karını maksimize eder. Bu aslında sömürgeleşme döneminde her şeyi talan eden Batılıların yapıp etmelerini meşrulaştırma paradigmasıdır. Yine de buna batıda itiraz eden çok değerli düşünürler de olmuştur. 19. Y.Y.’a geldiğimizde modernleşme sürecindeki modernitenin pratikte uygulanma durumu görülmeye başlanmıştır. Biz kavramları sosyal bilimciler olarak çok fazla irdelemek durumundayız. Ben genç arkadaşlarımıza da bunu yapmalarını öneriyorum. Ezbere dayalı değil, olgu dünyasını sosyolojik kavramlarla açıklayabilmek için tüm kavramları iyi öğrenmek gerekir. Bunu yaparsanız size misliyle geri döner. Kavramlar bizim hammaddemizdir. Olguları bir puzzle gibi birbiriyle ilişkilendirip bir sonuca varırsınız. Dolayısıyla birey, akıl, rasyonalite, özgürlük, bu gibi kavramları tarihsel bir okumayla ilişkilendirdiğinizde moderniteyi ve onun yarattığı bireyi daha iyi anlayabiliyoruz. Her şeyi yapmaya gücü yeten yeryüzündeki tanrı konumuna gelen insan, kendisini gerçekleştirebilen bir insan mı? Sorusu ön plana çıkıyor. Günümüze baktığımız zaman tüm dış başarı ölçüleri saygınlığımızı belirlemekte. Bu aslında bir ölçüde daha önce de böyleydi ancak başka dengeler vardı. Sosyal antropoloji bize gösteriyor ki insanlığın gelişiminde kabileler de dahil daha fazla zenginleşen insan daha saygındı. Fakat bu dönemde farkı topluluklar doğa içinde bir denge kurmaya çalışıyordu. O kabile reisi kendisi için de olsa, kendi liderlik pozisyonunu güçlendirmek adına da bir paylaşım yapıyordu. Modernitenin bugünkü konumu toplumsal faydadan çok bireysel bir faydayı önceleyen düşünsel zemindedir.” Şeklinde bir konuştu. Dikeçligil konferans boyunca sosyal statünün tarihsel ve sosyolojik artalanı hususunda oldukça detaylı bilgi paylaşımında bulundu.

Katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile devam eden konferans sonunda Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Ertan Özensel, değerli bilgi ve birikimlerini öğrenciler ile paylaşmasından dolayı Prof. Dr. F. Beylü Dikeçligil’e teşekkür ederek, kendilerine plaket takdiminde bulundu.